Memur- adalet- liyakat

Yanında oturan memur arkadaşı 291 TL alırken veya hiç alamazken kendisi 600 TL daha fazla alıyor. Ve bundan rahatsız olmuyor.
“Efendim siz de gelin burada durun, aynı parayı siz de alın… “diyorlar.
Daha düşük ödeme alan memurlar ise: “ Biz sendikaların bir partinin arka bahçesi olmasına karşıyız, biz patron ile kol kola poz veren birbirlerinin izlerine basarak yürüyen yöneticilerden beriyiz. Biz sendikal özgürlüğü savunuyoruz, biz her sendikanın örgütlenebilme hakkına saygı duyuyoruz, biz tekelleşmeye karşıyız, biz ücret sendikacılığı değil ilke sendikacılığından yanayız, biz her ne nedenle olursa olsun memurlar arasında ayrımcılık yapılmasına karşıyız, biz liyakat eksenli atamadan ve işi ehline vermekten yanayız. Bu bizim ve çocuklarımızın geleceğidir, kimsenin onu karartmasına razı olmayız…” diyerek bir tepki ortaya koydular.
Hatta birçok memur devletin ödediği 291 TL’yi öğrencilere burs şeklinde vermeye başladı.
Bu asil davranışı alkışlamak gerekir.
İktidar yanlış yapıyor. Memurlar arasında yapılan ayrım, memurlar arasında bir iç gerilim doğurdu. Ekmekle korkutmak, ürkütmek, bir yerlere kanalize etmeye çalışmak etik bir anlayış değildir. Memura format atmaya çalışan her kim olursa olsun güler yüzle karşılanmayacaktır.
Memurun o kadar çok sorunu var iken…
Bunu sadece maaş artışına indirgemek pek de doğru bir anlayış değildir. Emekli olduğunda aldığı tazminat ile eskiden bir ev alabilirken şimdi neler alınabiliyor ortada. Bağlanan maaş ise ayrı bir vaka. Yarı yarıya azalıyor.
Memura asıl verilmesi gereken gerçek ikramiyeler rafa kaldırılmış oyalama moduna geçilmiş.
Memur ne demek onlarca defa yazdım ama hep göz ardı edildi.
Yılmadan yine yazacağım.
Memur devletin yapıtaşıdır, DNA’sıdır, görünen yüzüdür, tutan elidir, gören gözüdür… Hülasa devletin ta kendisidir. Güçlü memur devletin gücüdür.
Kendi kendine yetebilen, kimseye muhtaç olmayan memur arzulanandır.
Bir devletin itibarı memurunun standardının yüksekliği ile ölçülür.
Memuru normal bir çalışan olarak görmek çok yanlış bir düşünce tarzıdır.
Memur yıllık izinlerinde ancak evi ile çarşı denen mevki arasında cirit atarak zamanını doldurabilmektedir.
Tatil de neymiş?
Aldığı maaş ile pek de mümkün gözükmemektedir. Çocuklarını evlendirip düğün yaptığında, sonraki 10 yıl belini düzeltemez hale gelir. İkinci bir düğün varsa eyvah ta eyvah…
İcra dosyası sayısı 2022 yılı itibariyle 24 milyon 53 bine çıktı. Bankalara olan borcunu ödeyemeyip takibe düşenlerin sayısı ise 1 milyona dayandı.
Alım gücü düştükçe düşüyor. Enflasyon milletin belini büktü. İnanılmaz bir fakirlik yaşanıyor. Kimse kimseye yardım edemiyor. İntiharlar arttı. İşsizlik zirvede.
Bütün manzaralara duyarsız kalan yetkili sendikalar ve STK’lar mutlu azınlıkların gözlüğünü takarak olaylara bakıyorlar.
Gençlik gelecek endişesi yaşıyor. İşsizler ordusu artıyor. Bitirilen okul ile alakası olmayan işlere yönelen gençlik aldığı ücret ile kendine bir hayat kurabilme ümidini yitirmektedir.
Deveye demişler ki boynun eğri…
Ülkemizde sap ile saman birbirinden ayrılmadıkça, emanet ehline verilmedikçe, fikir ve düşünce özgürlüğü tesis edilmedikçe, ayrım yok edilmedikçe, adalet bağımsız ve güçlü edilmedikçe biz daha çok patinaj yaparız.
Vesselam.
Kaynak: Anayurt Gazetesi – https://anayurtgazetesi.com/makale/13769953/tuncay-altun/memur-adalet-liyakat

Bir yanıt yazın