Memur Devlete Yük mü?

Memur kelimesinin ne olduğunu bilmeyenler oturdukları yerden ahkâm kesmeye devam ediyorlar. Sanal ortamda gördüğüm birkaç paylaşım üzerine bu yazıyı yazma gereği duydum.

Efendim memurlar oturdukları yerden maaş alıyorlar, bu verilen zamlar bile fazlaymış…

Memurlar 5 yılda bir yer değiştirmeliymiş…

İş garantisi olduğu için verimsizlik had safhadaymış…

İş garantisinin yok edilmesi ve verimlilik esasına göre maaş verilmesi sistemi gelmeliymiş…

Oturdukları yerden birkaç kelimelik kültürleri ve birikimleri ile sistem inşaatına başlayan ve önerilerde bulunan IQ yoksunlarının paylaşımları işte böyle.

1900 lü yılların başında ABD de iktidara gelen parti devlette çalışan kadroları sil baştan değiştirmekteydi. Bir süre sonra ABD bunun çok yanlış olduğunu, devletin hafıza ve tecrübe kapasitesinin azaldığını fark ederek bu uygulamaya son verdi.

OECD verilerine göre ABD’de memur sayısının oranı %7.46, Fransa’da %8.18, Kanada’da % 8.15, Finlandiya’da % 10.40, Hollanda’da % 5.2, Almanya’da %5,27 iken Türkiye’de 3.5 civarında.

Yani ABD’de 20 milyonu aşkın, Almanya’da Fransa’da 5 milyona yaklaşan, Kanada’da 3 milyon civarında memur bulunmakta.

Yani ülkemizde memur sayısı fazla değil bilakis azdır.

Bu ülkelerdeki memurların yaşam standartlarıyla kıyaslandığımızda acı tablo ortaya çıkmaktadır. Ülkemizde memur ekonomik çıkmazlara hapsolmuş durumda yaşamaya çalışmaktadır.

Memur devletin yapı taşıdır, görünen yüzüdür, hafızasıdır, elidir, koludur, ayağıdır, dilidir, gülen yüzüdür.

Hülasa memur devletin en temel unsurudur.

Bu kadar öneme sahip bir kesimi küçük görmek, önemsememek, yok edici eleştirmek…

Memurların aldığı zam aslında zam değildir. Geçmiş yıllarda maaşlarının enflasyon karşısında erimesinin telafisidir. İyileştirme bir sonraki yıldaki alım gücünün eskisinden daha yükseğe çıkarılmasıdır. Böyle bir durum var mı?

Memurların en temel sorunları toplu sözleşme masasında konuşulmuyor artık. Bir memur emekli olduğunda aldığı tazminat ile bir gece kondu bile alamamaktadır. Belki konteynır evlerden alabilir ama onu da yerleştirmek için bir arsaya ihtiyacı olmakta.

Zar zor geçinen memur emekli olduğunda bağlanan maaş ile daha kötü bir ekonomik hayata mahkûm olmakta.

Bunlar hiç konuşulmuyor.

Memurun verimliliğine göre maaş verilmeliymiş.

Bunun kim saptayacak?

Liyakat esasına göre atanmış bürokratlar mı?

Böyle bir durum siyasal sendikacılığın kıskacında olan memuru daha da fazla siyası bataklığa çekecektir.

Hâlbuki devlet kurumlarıyla memurlarıyla tarafsız bir hizmet sunma anlayışında olmalıdır.

Düşünsenize insanın eli, kolu, ayakları kendine yük olur mu?

Memur yük değil yükü taşıyandır.

Selam ve dua ile. Tuncay ALTUN(Genel Başkan)

Bir yanıt yazın